22 Nisan 2018 Pazar

Astım

Yetişkin bireylerde % 7, çocuklarda ise % 15 gibi oldukça önemli görülme sıklığına sahip olan ve solunum sisteminde deyim yerindeyse yol vazifesi gören hava kanallarında ortaya çıkan problem olarak tanımlanabilen astım hastalığı, uzman hekimin tavsiyelerine uyularak gerekli önlemler alındığı takdirde kontrol altına alınması oldukça kolay bir hastalıktır. “Astım nedir?” sorusunun yanıtına genel bir ifadeyle değindikten sonra, astım hastalığının iki farklı türü olduğunu belirtmek gerekir. Bunlar; alerjik astım ve sürekli astımdır.


Alerjik özellikli olarak ortaya çıkan astım hastalığı, genellikle kadın bireylerde görülmekle birlikte, özellikle yaz ve ilkbahar mevsiminde etkilerini arttırır. Toplumda her 100 kişiden 25’ ini etki altına alan alerjik astım, bireyin tasarrufunda gelişen ya da gelişmeyen çevresel etkenler sebebiyle oluşabileceği gibi genetik faktörlerin bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Bu türün alerjik kaynaklı olması kontrol altına alınmasını kimi zaman zorlaştırmakla birlikte, müdahalede geç kalındığı takdirde astım hastalığına dönüşme riski mevcuttur.



Astım Nedenleri


Elbette nedenleri tam olarak kavranamamış bir hastalığın tedavisinde % 100 başarıdan bahsetmek mümkün değildir. Bu bağlamda astım nedenleri kapsamında değerlendirilen faktörlerin her birini detaylı incelemek hastanın yaşantısının devamı açısında kritik bir faktör olarak ortaya çıkacaktır. Astım hastalığı nedenleri şu şekilde detaylandırılabilir;


  • Astım nedenlerinin başında bireyin ailesinde astım yaşayanların varlığı, diğer bir ifadeyle; genlerin etkisi bulunur. Yapılan araştırmalar, genlerin astım üzerinde % 20 gibi gayet ciddi bir oranda etkili olduğunu tespit etmiştir. Dolayısıyla, astım şikayetiyle hekime başvuran bireylerin ilk sorgulanacağı nokta; “Ailende astım hastası var mı?” sorusunun yanıtı olacaktır.

  • Özellikle bebeklik döneminde geçirilen ve solunum sistemindeki tahribata neden olan hastalıklar ve alerji yapacak ürünlere maruz kalmak, ilerleyen dönemlerde astım için uygun zemin hazırladığından dolayı astım nedenleri kapsamına dahil edilir.

  • Sigara dumanının zararlı etkisine maruz kalmak da astımın nedenlerinden bir tanesidir. Öyle ki, anne karnında sigara dumanına maruz kalan bebeklerin astım hastalığında risk faktörü kapsamına dahil edildiğini belirtmek gerekir.

  • Anne karnında iken yeterli düzeyde beslenemeyen ve bunun neticesinde vücut sistemleri tam anlamıyla işlev kazanmayan bebeklerin, ilerleyen yaşlarda astım ile karşı karşıya kalma riski mevcuttur. Dolayısıyla gebe annelerin tutumu, özellikle astım hastalığı noktasında bebeklerin geleceği üzerinde etkin rol oynar.

  • Konfeksiyon atölyesi ve marangoz gibi meslek gruplarına mensup olup yeterince havalandırılmayan ortamlarda çalışan bireylerin, astım hastalığına yakalanma ihtimalleri oldukça yüksektir. Bu açıdan bakıldığında astımı bir meslek hastalığı olarak da nitelendirmek mümkündür.


Görüldüğü üzere genetik etkenlerin yanında bireyin daha anne karnında maruz kalacağı çevresel etkenler dahi astım nedenleri olarak karşımıza çıkabilir. Bu nedenle, hastalığın nedenlerini tespit ederken geniş kapsamlı bir düşünce tarzı benimsenmelidir.


Astım Hastalığı Belirtileri



Hemen her hastalıkta olduğu gibi astımda da, hastalığın belirtilerini dikkatli takip etmek erken müdahaleyi beraberinde getirir. Fakat, bu noktada erken müdahalenin astım hastalığı için daha az öneme sahip olduğunu da ifade etmek gerekir. Hastalığın etki derecesi genellikle geniş bir zaman dilimine yayıldığında büyük ölçekli gecikmeler olmadığı takdirde hastanın yaşam standartlarında keskin düşüşler olmadan müdahale şansı doğacaktır.


Genel olarak hastaların tümünde ortak olarak görülen astım hastalığı belirtileri;


  • Göğüs bölgesinde sıkışma hissiyle ortaya çıkan kısa süreli bunalma hali.

  • Solunum esnasında hırıltıyı andıran bir ses çıkması ve nefes alışverişinde zorluk çekilmesi.

  • Özellikle geceleri artan kronik öksürük krizleri.

  • Hastalığa müdahale edilmemişse dudaklarda ve parmakların uçlarında görülen morluklar.

  • Gündelik hayatın temel aktivitesi olan yürüyüş esnasında dahil nefes darlığı yaşanması.

olarak sıralanabilir.


Hastalığın belirtilerini değerlendirirken erken dönemde ortaya çıkan ve tedavide geç kalındığı takdirde görülen semptomlar olarak ikiye ayırmak gerekir. Yürüyüş esnasında nefes darlığı yaşanması, dudak ve parmak uçlarının morarması tedavide geç kalındığı durumlarda ortaya çıkar.


Astım hastalığı kimi zaman basit bir soğuk algınlığı ile karıştırılmaya dahi müsait olduğundan, belirleyici faktör olan; kronik öksürük krizlerini dikkatli takip etmek gerekir. Günlük hayat içerisinde toz partiküllerine bağlı kalan hemen her birey, gıcık tutması olarak tabir edilen ve boğazı tahriş eden öksürme durumuyla karşı karşıya kalabilir. Fakat burada bahsi geçen öksürük, kuru olarak nitelendirilen ve kriz halini alan öksürüktür.


Astım İlaçları


Hastalığın tedavisinin temelini astım ilaçları teşkil eder ve bu ilaçlar, astımı tedavi eden ve tesir derecesini arttıran olmak üzere iki farklı sınıfa ayrılır. Piyasada hastaların kullanımına sunulan astım ilaçları sayısı hayli fazla olsa da, hastanın yapısal özelliklerine ve astımın hangi faktörden ötürü ortaya çıktığına bağlı olarak tedavi kapsamında kullanılması gereken ilaç değişkenlik gösterir. Unutulmaması gereken bir nokta; hekim onayı olmadan astım ilacı kullanımından kesinlikle uzak durulmasıdır. Çünkü; astım ilaçları, oluşabilecek çeşitli tepkimeler ve yan etkiler ile oldukça tehlikeli bir hal alabilir. Öyle ki, bilinçsiz ağrı kesici tüketen astım hastalarında bilinç kaybı dahi görülebilir.



Genel olarak bakılacak olursa; astım hastalığı sebebiyle ilaç kullanan bireylerin, vücut sistemlerindeki diğer problemi gidermek amacıyla kullanacağı ilaçların seçiminden önce astımı da göz önünde bulundurmaları gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizmek gerekir. Aksi takdirde, istenmeyen yan etkiler ile hastanın yaşamının tehlikeye girmesi muhtemel bir durum olarak karşımıza çıkar.


Astımın Bitkisel Tedavisi


Astım, her ne kadar ilaç ile tedavi edilen bir hastalık olsa da, etkisinin azaltılması noktasında bitkisel kürler de tercih edilmekte ve kullanılan bu bitkisel kürlerin hemen hepsi astımın bitkisel tedavisi kapsamında incelenmektedir.



Bu kapsamda tüketilebilecek kürleri şu şekilde detaylandırmak mümkündür;


  • Limon ve Bal Karışımı: Hava kanallarının açılmasında etkin role sahip olduğu tespit edilen limon ve bal karışımı, iki günlük periyotlar ile tüketildiği takdirde hastanın nefes alışverişini kolaylaştırıcı bir etki yapacaktır.

  • Yaban Kekiği ve Sinirli Ot Karışımı: Birer tutam yaban kekiği ve sihirli ota ek olarak temin edilen 1.5 su bardağı miktarında su ile hazırlanan bu karışım, günübirlik periyotlarla 7-10 gün kullanıldığı takdirde etki göstermeye başlar. Kaynama kabı içerisinde toplanan malzemeler yeterince kaynatıldıktan sonra karışım süzülerek tüketime hazır hale getirilir. Malzemelerin teminin ve hazırlanış aşamasının zahmetsiz olması da bu karışımın önemli bir avantajıdır.

  • Keçiboynuzu: Altı adet keçiboynuzunun, altı su bardağı miktarında su içerisinde kaynatılması ve demlenmesi ile oluşturulan bu kür, günaşırı 2 kez ve tokken tüketilir. Hastanın tercihine göre içerisinde limon suyu katılması da muhtemeldir.

Astıma Ne İyi Gelir?



 “Astıma ne iyi gelir?” sorusunun yanıtı en az hastalığın tedavisi kadar önem taşımakta ve bu nedenle de üzerinde durulması gereken bir konudur. Öncelikli olarak astım hastalarının  tahriş edici hava moleküllerinden kesin bir şekilde uzak durması gerekir.


 


Dolayısıyla bulunulan ortamın yeterince havalandırılmasına dikkat edilmesi, astım hastalığına iyi gelen bir durumdur.


Buna ek olarak; alerjik astımı olan bireylerin bahar ve yaz aylarında astımı tetikleyici etkiye sahip olan polen vb. gibi maddelerden uzak durması ve ilaçlarını özellikle bu dönemlerde aksatmaması gerekir. Yine alerjik astımın tetiklendiği evrelerde günübirlik duş alarak, günlük hayat içerisinde giyilen kıyafetlerin dezenfekte edilmesi de “Astıma ne iyi gelir?” sorusunun bir yanıtı olacaktır.


 



Astım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder